Osmanlı Siyasi Tarihi

 

Kuruluş Dönemi

 

Osmanlı Devleti'nin Genel Özellikleri

 

 

 

Osmanlı tarihi, Anadolu Türkiye tarihinin 4. dönemini oluşturur.

Türk devletleri içinde en uzun süre yaşayan ve en geniş sınırlara ulaşanıdır.

Türk Devletleri içinde merkezi otoritesi en güçlü olanıdır.

Kültür ve uygarlık alanında en çok ilerleyen Türk Devleti'dir.

Mutlak egemenlik haklarını hükümdar kullanır. Ancak, I. Ahmet dönemine kadar veraset yasası belirgin değildir.

Şeriat hukuku ile yönetildiğinden Teokratik, mutlak egemenlik haklarını hükümdar kullandığından Monarşik devlet yapısı görülür.

Fetih temeline dayandığından askeri, etnik yapı çeşitli olduğundan çok uluslu bri imparatorluktur.

Fetih politikası, dinsel (cihat) ve ekonomik (ganimet) amaçlı olmuştur.

 

 

Osmanlıların Kökeni

 

1243 Kösedağ Savaşı'ndan sonra Anadolu'da Moğol hakimiyeti başladı.

Bu tarihten önce Kayı Boyu, Anadolu Selçuklu Sultanı I. Alaaddin Keykubat zamanında Anadolu'ya gelmişti.

Kayı Boyu Anadolu'ya ilk geldiğinde başında Ertuğrul Gazi bulunmaktaydı.

Anadolu Selçuklu Sultanı tarafından Kayı Boyu'na Söğüt ve Domaniç kışlak olarak verildi.

 

 

Kuruluş Sırasında Anadolu ve Çevresi

 

 

 

Kayı boyu Söğüte geldiğinde Anadolu'da Beylikler dönemi başlamıştı.

Anadolu Selçuklu Devleti henüz yıkılmamış fakat İlhanlı Devleti'nin egemenliği altına girmişti.

IV. Haçlı seferi sırasında İstanbul'dan kaçan Rumlar Karadeniz Bölgesi'nde Trabzon Rum Devleti'ni kurmuştu.

Batı Anadolu ve Marmara Bölgesi Bizans hakimiyetindeydi.

Moğol istilası nedeniyle Anadolu'ya Türkmen akını başlamıştı.

Türkmen göçleri sonunda Anadolu'daki Hristiyan nüfus azaldı, Hristiyanlar şehirlere yerleşti.

Türkmenler Selçuklu etkisinden kurtardıkları mistik liderleriyle tarikatlar kurmuştu.

Zanaat loncaları yani ahiler zamanla güçlenerek, halkı askeri ve siyasal kargaşaya karşı korumuştu.

Türkmenlerin çoğu köylere yerleşerek tarım ve hayvancılıkla uğraşmıştı.

Göçebe yaşamı sürdüren boylar daha çok Güney Anadolu'da, Toroslar'ın eteklerine ve Çukurova'ya yerleşmişti.

Ege, Marmara ve Doğu Karadeniz'de Rumlar, Kayseri ve Sivas'ta Moğollar, Çukurova ve Doğu Anadolu'da Ermeniler yaşamaktaydı.

Anadolu'nun Kuzey Doğu'sunda Altınordu Devleti hüküm sürmekteydi.

Doğu Anadolu ve İran Bölgesi'nde İlhanlılar bulunmaktaydı.

Trakya Bölgesi ve Marmara'nın güneyi ile Batı Anadolu'da Bizans egemendi.

Yakın Doğu'da en önemli siyasi güç Memlük Devleti idi.

Balkanlar'da derebeylik rejimi ile yönetilen, Sırp Krallığı, Bulgar Krallığı, Arnavut Beyliği, Macar Krallığı, Eflak ve Boğdan Beylikleri, Mora Despotluğu, Bosna ve Hersek Beylikleri, Erdel Beyliği bulunmaktaydı.

 

 

Osmanlı Devleti'nin Büyüme Nedenleri

 

İslam dini ve İslam dininin öngördüğü cihat inancı.

Türkmen desteğinin alınması ve beyliklerle iyi geçinilmesi.

Anadolu'ya gelen Türkmenlerin fethedilen yerlere yerleştirilmesi yani düzenli iskan politikası

Balkanlardaki düzensiz siyasi birlik ve Bizans'taki taht kavgaları.

Yetenekli ve deneyimli yöneticilerin iş başına geçmesi.

Merkezi otoritenin güçlü olması.

Fethedilen bölgelerde halka karşı adil davranılması ve dinsel hoşgörünün olması.

 

 

Osman Bey Dönemi (1299-1326)

 

 

 

Ertuğrul Gazi'nin 1281 yılında ölümü üzerine boyun başına Osman Bey geçti.

1299 tarihinde Osmanlı Beyliği'nin bağımsızlığını ilan etti. Bu tarih Osmanlı Devleti'nin kuruluş tarihi olarak kabul edilir.

Osman Bey, Yenişehir, Karacahisar, Yarhisar, Bilecik, Mudurnu ve İnegöl'ü aldı.

Osman Bey'e en büyük desteği Anadolu ahileri ve Türk beyleri sağladı.

Bölgede bulunan Bizans tekfurlarına karşı büyük başarılar kazandı.

1308 tarihinde Koyunhisarı'nda Bizans ile ilk savaş yapıldı ve başarı sağlandı.

 

UYARI : 1308'de Anadolu Selçukluları'nın yıkılışı üzerine Osman Bey İlhanlılar'a bağlılığını bildirdi. Bu dönemde ilk defa para basıldı.

 

1281 yılında Karacahisar'ı ele geçirdi.

1320 tarihinden itibaren ordunun başına Orhan Bey geçti.

Orhan Bey 1326'da Bursa'yı kuşattı.

Şehir ele geçirildiği gün Osman Bey öldü.

 

 

Orhan Bey Dönemi (1326-1362)

 

 

 

Orhan Bey 1324 tarihinde Osmanlı Beyliği'nin başına geçti.

Bursa şehir alınarak başkent yapıldı.

1329'da İznik üzerine yürüdü ve Bizans ile yapılan Maltepe Savaşı'nda İznik ele geçirildi.

Kocaeli Yarımadası'nın fethi tamamlandı.

1342'de Ulubat ve Mihaliç Kaleleri alınarak Karesioğulları ile komşu olundu.

İlk Osmanlı donanması bu dönemde kuruldu.

İlk defa 1353 tarhinde Rumeli'ye geçildi.

Marmara'nın kuzey ve batı kesimlerinin fethi tamamlandı.

Gelibolu'nun tamamı, Malkara ve Keşan ele geçirildi.

İlk defa divan teşkilatı kuruldu. İlk vezir de bu dönemde atandı.

İlk Kaptan-ı Derya (Karamürsel Paşa) bu dönemde atandı.

 

 

I. Murat Dönemi (1362-1389)

 

 

 

I. Murat kardeşlerini öldürerek tahta geçen ilk Osmanlı padişahıdır.

1362 yılında Sazlıdere Savaşı ile Bizans ordularını yenerek Edirne'yi fethetti.

Gümülcine ve Filibe alınarak Bizans'ın Balkanlarla olan bağlantısını kesildi.

Bu durum Balkan uluslarının Osmanlı'ya karşı birleşik haçlı ordusu oluşturmalarına sebep oldu.

 

UYARI : 1364 yılında oluşturulan bu Haçlı ordusu tarihte Osmanlı Devleti'ne karşı oluşturulan ilk Haçlı ordusudur.

 

1364 tarihinde Sırp Sındığı savaşı ile Haçlı ordusu bozguna uğratıldı.

Bu savaş ile Balkanlar'da Macar etkisi kırıldı.

1371'de Sırplarla Çirmen Savaşı yapıldı ve Sırplar bozguna uğratıldı.

1389 tarihinde ikinci bir Haçlı ordusu Osmanlı Devleti'ne saldırdı.

1389 tarihinde Kosova Savaşı ile Haçlı orduları ikinci kez yenildi.

 

UYARI : Bu savaş sonunda, savaş meydanında bulunan yararlıların büyük bir bölümü düşman askeriydi. Sultan Murat, savaş sonrası, savaş meydanında dolaşırken uzakta ölüler arasında bir kıpırdanma oldu. Ölüler arasında uzun boylu bir Sırplı (Kral Lazard'ın damadı, Miloş) kalkarak padaişaha doğru gelip elini öpmek istediğini söyledi. Padişaha yaklaşan Sırplı, aniden hançerini çekerek muhafızlara rağmen I. Murat'ı hançerledi. Sırplı hemen oracıkta paramparça edildi.

 

Anadolu'da Germiyanoğulları'ndan Kütahya, Simav ve Tavşanlı çeyiz olarak alındı.

Ankara ele geçirildi.

Çandarlı Halil'in teklifi ile Yeniçeri Ocağı'nın temeli atıldı. İlk defa devşirme sistemi uygulanmaya başlandı.

Tımar sistemi oluşturuldu.

Rumeli Beylerbeyliği kurularak, merkeze bağlı eyalet sistemi oluşturuldu.

 

 

I. Bayezit (Yıldırım) Dönemi (1389-1402)

 

 

 

Beyliklerler mücadele ederek Anadolu'nun siyasi birliğini sağladı.

İstanbul iki kez kuşatıldı fakat başarı sağlanamadı.

İlk kuşatmada Bizans Avrupa'dan yardım istedi ve Haçlı ordusu harekete geçti.

1396 Niğbolu Savaşı ile Haçlı ordusu bozguna uğratıldı.

 

UYARI : Bu savaş sonunda Mısır'da bulunan Abbasi Halifesi I. Mütevekkil, Yıldırım Bayezit'e gönderdiği mektupta ona "Sultan-ı İklim Rum" diye hitap etmiştir.

 

Bu savaşla Bulgaristan ele geçirildi, Eflak ve Bosna Osmanlı Himayesine girdi.

İkinci İstanbul kuşatması sırasında Boğaz'ın Anadolu yakasına Güzelcehisar da denilen Anadolu Hisarı inşa edildi.

Bu kuşatma Timur'un Anadolu topraklarına girdiği haberi üzerine kaldırıldı.

 

 

Ankara Savaşı'nın Nedenleri

 

1. Timur'un cihan hakimi olma amacıyla büyük bir imparatorluk kurmak istemesi

2. Timur'un, Çin'e yapacağı seferde Batı'da güçlü bir devlet bırakmak istememesi.

3. Ahmet Celayir ve Kara Yusuf'un Osmanlı Devleti'ne sığınması

4. Türkmen Beylerinin Timur'a sığınması ve Beylerin Timur'u kışkırtması.

 

 

Ankara Savaşı (1402)

 

Timur, 1402 yılında Anadolu'ya girerek, Sivas'ı aldı.

Yıldırım Bayezit ve Timur Çubuk Ovası'nda karşılaştı.

1402 yılında meydana gelen Ankara Savaşı'nda Osmanlı ordusu yenildi ve Yıldırım Bayezit esir düştü.

 

 

Ankara Savaşı'nın Sonuçları

 

 

 

1. Yıldırm Bayezit Timur'a esir düştü ve esaret altında öldü.

2. Anadolu'da Türk birliği bozuldu ve beylikler yeniden kuruldu.

3. Batı'ya olan Türk ilerleyişi yavaşladı ve İstanbul'un fethi gecikti.

4. Bizans İmparatorluğu geçici bir süre de olsa kendini toparlama fırsatı buldu.

5. Fetret Dönemi başladı.

 

 

Fetret Devri (1402-1413)

 

I. Bayezit'in oğullarından Süleyman Rumeli'de, Musa Bursa'da, İsa Balıkesir'de ve Mehmet de Amasya'da hükümdarlığını ilan etti.

Kardeşler arasında taht kavgası başladı ve Anadolu'nun siyasi birliği sarsıldı.

Mehmet Çelebi 1413'te kardeşlerini ortadan kaldırarak Osmanlı tahtına geçti.

Osmanlı Devleti, 11 yıl süren Fetret Devri'nde, sağlam devlet örgütü ve yerleşmiş sosyal kurumlar sayesinde yıkılmaktan kurtuldu.

 

UYARI : Fetret Devri'nde Musa Çelebi İstanbul'u kuşattı.

 

 

I. Mehmet (Çelebi) Dönemi (1413-1421)

 

 

 

Anadolu'da siyasi birliği yeniden sağladı.

Aydınoğlu Beyliği'nden İzmir'i aldı.

Karamanoğlu Beyliği'nden Akşehir ve Beyşehir'i geri aldı.

Candaroğlu Beyliği'ni de ortadan kadırdı.

Eflak Beyi'ni yenerek bu beyliği hakimiyeti altına aldı.

 

UYARI : Fetret Devri'nde Osmanlı Devleti'nin Balkanlar'da toprak kaybetmemesinin nedeni Balkanlar'da izlediği hoşgörü politikasıdır.

 

Batınilik mezhebini yaymaya çalışan Şeyh Bedrettin Mahmut'un müritlerinden Börklüce Mustafa ve Torlak Kemal ile birlikte isyan etti. Fakat isyan bastırıldı.

1420'de Mustafa Çelebi isyan etti.

 

 

II. Murat Dönemi

 

 

 

Bizans'ın desteklediği Mustafa Çelebi hükümdarlığını ilan etti fakat 1422 yılında yakalanarak öldürüldü.

İstanbul'u kuşattı fakat kardeşi Çelebi Mustafa'nın isyanı sonucu, kuşatma yarım bırakıldı.

Menteşoğulları, Candaroğulları, Aydınoğulları ve Taceddinoğulları Beyliklerine son verdi.

Germiyanoğlu Yakup Bey, oğlu olmadığı için topraklarını Osmanlı Devleti'ne vasiyet etti.

 

 

Osmanlı-Venedik Savaşı (1425-1430)

 

Ankara Savaşı'nı fırsat bilen Bizanslılar, Eflaklar, Arnavutlar ve Sırplar, Osmanlı aleyhine harekete geçmişti.

Osmanlı Devleti'nin Adriyatik ve Ege'nin Batı kıyılarına sarkması, Venediklilerin işine gelmiyordu.

Osmanlı Devleti de Balkanlar'da daha güvenli ilerleyebilmek için Venediklilerin elinden Selanik'i geri almak istiyordu.

1425-1430 yılları arasında meydan gelen savaşta Osmanlı Devleti Selanik, Yanya ve Serez'i ele geçirdi.

Orta ve Güney Arnavutluk'ta Osmanlı egemenliği sağlanmış oldu.

1444 yılında Osmanlı ordusu Haçlılara karşı yenilgiler aldı.

Osmanlı Devleti, 1444 yılında kendi lehine olmayan Edirne Segedin Antlaşması'nı imzaladı.

 

 

II. Kosova Savaşı (1448)

 

 

 

1444 Varna yenilgisinden sonra yeni bir haçlı ordusu oluşturuldu.

Jan Hunyad önderliğindeki Haçlı ordusu Mora seferine çıkmış bulunan II. Murat'ın ordusuna saldırdı.

1448 tarihinde meydana gelen Kosova Savaşı'nda Haçlı Ordusu bozguna uğratıldı.

Balkanlardaki Osmanlı hakimiyeti kesin olarak sağlanmış oldu.

Bu tarihten itibaren, Avrupalılar, Osmanlı Devleti'ne karşı bir daha Haçlı ordusu oluşturma cesareti bulamadı.

Bu tarihten sonra Avrupalılar sürekli savunmada kalmış, Osmanlı saldıran taraf olmuştu.

 

Yükselme Dönemi

 

II. Mehmet (Fatih) Dönemi

 

İstanbul'un Fethi

 

Nedenleri ve Hazırlıkları

 

İstanbul'un Fethinin Nedenleri

 

1. Osmanlı toprak bütünlüğünün sağlanmak istenmesi

2. Bizans'ın Balkanlar'da bulunan Osmanlı topraklarına asker sevkinin engellenmek istenmesi

3. Bizans'ın Osmanlı taht kavgalarını desteklemesi

4. Hz. Muhammed'in fethi teşvik edici hadisi

5. İstanbul'un dünya ticaret yolları üzerinde bulunan önemli bir kent olması

 

Fetih Hazırlıkları

 

Hristiyan aleminin Bizans'a yardım etmesini engellemek için bazı Avrupa ülkeleri ile antlaşmalar yapıldı.

Anadolu Hisarı'nın karşısına Rumeli Hisarı yapıldı.

 

UYARI : Bu hisarın yapılma nedeni Balkanlar'dan karadeniz yolu ile yapılabilecek yardımları kesmek ve Boğazları kontrol altında tutmaktır.

 

400 parçalık bir donanma meydana getirildi.

Muslihiddin, Saruca Sekban ve Macar Urban'a büyük kuşatma topları döktürüldü.

 

İstanbul'un Fethi (1453)

 

 

Bizans İmparatorluğu İstanbul şehri ile civardaki birkaç kasabaya hakim bir durumdaydı.

Bizan elindeki donanmayı Haliç'e çekerek, Haliç'in ağzını zincirle kapattı. İstanbul, hem karadan hem de denizden çok sağlam surlarla çevrilmişti.

6 Nisan 1453 sabahı kuşatma başladı.

21-22 Nisan gecesi 72 parça donanma karadan Haliç'e indirildi.

29 Mayıs 1453 sabahı İstanbul'a girildi.

 

Fethin Tarih Açısından Önemi

 

İstanbul'un Fethinin Türk Tarihi Açısından Önemi

 

1. İstanbul Osmanlı Devleti'nin başkenti yapıldı.

2. Fetih ile Osmanlı Devleti için için İmparatorluk dönemi başladı.

3. Osmanlı Devleti'nin toprak bütünlüğü sağlandı.

4. Dünya ticaret yollarının önemli noktası Osmanlıların eline geçti.

 

UYARI : Bu durum Akdeniz ve Karadeniz ticaretinde etkili olan Venedik ve Ceneviz'e zarar verdi.

 

5. İstanbul'da bulunan Ortodoks Kililsesi'nin koruyuculuğu Osmanlıların eline geçti.

 

UYARI : Böylece Osmanlı Ortodoksların lideri konumuna gelmiştir. Bu kilisenin denetim altına alınması, Hristiyan birliğini parçalama amacı taşımaktadır.

 

İstanbul'un Fethinin Dünya Tarihi Açısından Önemi

 

1. İstanbul'un fethi ile Orta Çağ kapandı, Yeni Çağ başladı.

2. Doğu Roma imparatorluğu sona erdi.

3. Savaş toplarının üstünlüğü anlaşıldı, sur ve kalelerin önemi azaldı.

4. Feodalizmin yıkılış süreci hızlanmış oldu.

5. İstanbul'un Türkler'in eline geçmesi üzerine Avrupalılar yeni ticaret yolları aramaya başladı.

 

UYARI : Bu durum Coğrafi Keşifler'in zorlayıcı nedenini oluşturdu.

 

Anadolu'daki Fetihler

 

İlk önce 1459'da Cenevizliler'den Amasra alındı.

1460 yılında Candaroğulları Beyliği'ne son verildi.

1461'de Trabzon Rum İmparatorluğu ortadan kaldırıldı.

 

UYARI : Böylece Büyük Selçukluların başlattığı Anadolu'yu Türkleştirme politikası tamamlandı.

 

1466'da Karamanoğulları Beyliği'nden Konya ve Karaman alındı.

 

 

Otlukbeli Savaşı (1473)

 

 

Osmanlılar ile Akkoyunlu Devleti arasında Anadolu'da egemenlik kurma mücadelesi bulunmaktaydı.

Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan Karakoyunlu Devleti'ni yıkarak, Sivas'a kadar gelmişti.

Candaroğulları ve Karamanoğlu beyleri de Uzun Hasan'a sığınmıştı.

1473 tarihinde yapılan Otlukbeli Savaşı ile Akkoyunlu Devleti yenildi.

 

UYARI : Bu savaş Akkoyunlu Devleti'ni zayıflatmış ve onun Şah İsmail tarafından yıkılmasına neden olmuştur.

 

 

Batıdaki Fetihler

 

 

1454 - 1459 arasında Sırbistan'a üç sefer düzenlendi, Sırbistan ele geçirildi.

1460'ta Mora despotları ortadan kaldırıldı.

1462 yılında Eflak, 1476 yılında da Boğdan Beyliği alındı.

1463 yılında Bosna, 1465'te de Hersek Osmanlı Devleti'ne bağlandı.

 

UYARI : Bu fetih hareketi ile Balkanlar'da siyasi birlik sağlanmıştır.

 

 

Denizlerdeki Fetihler

 

Ege'de 1456 yılında Taşoz, Bozcaada, Semadrek, ve Limni, 1462 yılında Midilli, 1470 yılında da Eğriboz adaları alındı.

1475 yılında Kefe, Azak ve Menküp kaleleri alınarak Kırım Osmanlı topraklarına katılıp Osmnalı'ya bağlı hanlık haline getirildi.

 

Kırım'ın Alınması'nın Sonuçları :

 

1. Gedik Ahmet Paşa tarafından Kırım alındı ve Osmanlılara bağlı hanlık haline getirildi.

2. İpek Yolu'nun kontrolü tamamen Osmanlıların eline geçti.

3. Karadeniz bir Osmanlı gölü haline geldi.

4. Cenevizlilerin Karadeniz'deki etkinliğine son verildi.

5. Rusya'ya karşı tampon bölge yaratıldı ve Rusya'nın Karadeniz'e inişi bir süre engellendi.

6. Kırım'ın bağlı hanlık olmasıyla Osmanlılara savaşlarda asker ve ekonomik kaynak sağlandı.

 

 

Osmanlı-Venedik Savaşları (1463-1479)

 

Nedeni :

Osmanlı Devleti'nin İstanbul, Ege Adaları , Amasra, Kırım, Mora Yarımadası ve Yunan Adaları'nı elegeçirmesi ile Venedik ve Cenevizlilerin ticari darbe yemesi.

Sonuçları :

Venediklilerin denizde, Osmanlılar'ın ise karada üstün olması nedeniyle taraflar birbirine üstünlük sağlayamadı. Venediklilerin barış istemesi sonucu 1479'da Venedik Antlaşması imzalandı.

 

UYARI : Fatih'in Venediklilere kapitülasyon vermekle ulaşmak istediği amaçlar şunlardır: Birincisi ticareti canlandırmak ikincisi ise Avrupa Hristiyan birliğini parçalamaktır.

 

 

Otranto Kuşatması (1480)

 

 

1. Büyük bir imparatorluk kurmak isteyen Fatih'in, Batı Roma topraklarına sahip olmak istemesi.

2. Avrupa'ya yapacağı seferlerde önemli bir üs kazanmak istemesi

3. Roma'ya ulaşarak Katolik kilisesini denetleyip Avrupa Hristiyan Birliği'ni parçalamak istemesi.

 

Sonuçları :

 

1. 1480'de Otranto şehri ve kalesi, Napoli Krallığı'ndan alındı.

2. Fatih'in ölümünden sonra Otranto Napoli Krallığı tarafından ele geçirildi.

 

 

Fatih Kanunnamesi

 

Sınırların genişlemesi ve ihtiyaçların artması üzerine düzenlenmişti.

İki bölümden oluşur :

 

Birinci Bölüm : Şehzadelerin hükümdar olması ile ilgilidir. Burada kardeş katli yasallaşmış ve şehzadelerin sancaklara gönderilmesi zorunlu tutulmuştu.

 

İkinci Bölüm : Devlet memurlarının görev ve sorumluluklarıyla ilgilidir. Ayrıca bağlı beylik sistemi uygulamaya geçirilmiştir. Sadrazamlar Divan toplantılarına başkanlık etmeye başlamıştır.

 

 

II. Bayezit Dönemi

 

Cem Sultan Olayı

 

Fatih'in ölümü üzerine Amasya sancağında bulunan Bayezit devşirmelerin desteğiyle tahta geçti.

KOnya sancağında bulunan ve Türkmenlerin desteklediği Şehzade Cem bunun üzerine taht mücadelesine başladı.

Memluklerin'de desteklediği Cem Sultan, Bursa'yı aldı ve adına para bastırıp hutbe okuttu.

1481'de Yenişehir Ovası'nda yenilen Cem, Konya'ya kaçtı.

II. Bayezit'in gönderdiği kuvvetlere yenilen Cem Sultan, önce Mısır'da Memlüklülere, ardından da Rodos şövalyelerine sığındı.

Yıllarca Avrupa'da dolaştırılan Cem Sultan, 1495 yılında Napoli'de öldü.

 

UYARI : Cem Sultan'ın Avrupalılara sığınması Osmanlıların bu iç sorununu uluslararası bir sorun haline getirdi. II. Bayezit Cem'i ellerinde tuttukları için Papalığa -1495'te Cem Sultan'ın ölümüne kadar- vergi ödedi. Bu dönemde İspanyolların saldırısına uğrayan Beni Ahmer Devleti'ne destek gönderilemedi.

 

 

Osmanlı-Memluk İlişkileri

 

Osmanlı-Memluk ilişkileri II. Bayezit Dönemi'nde tamamen gerginleşti.

 

UYARI : Memluk sorunu ileride kesin bir şekilde Yavuz Sultan Selim tarafından çözümlenecektir.

 

Fatih Dönemi'nde Memlüklüler, Osmanlı Devleti'nin Hicaz su yolları teklifini reddetmiş ve Dulkadiroğulları Beyleri arasında çıkan iç çekişmelere karışmıştı.

Memlükler, Cem Sultan'ı ve Karamanoğlu Beyi'ni de himaye etmişti.

II. Bayezit 1485'te Memlükler üzerine sefere çıktı.

Bu savaşlar genel olarak Osmanlıların aleyhine sonuçlandı.

Ramazanoğulları Beyliği alındı.

 

 

Osmanlı-Venedik İlişkileri

1499'da Venediklilerin elinden İnebahtı, Modon ve Koron alındı.

Navarin Limanı Osmanlıların eline geçti.

Karadeniz kıyılarında Kili ve Dinyester Irmağı'nın ağzında bulunan Akkerman kaleleri alındı.

 

 

Osmanlı-İran İlişkileri

 

1501'de Akkoyunlu Devleti toprakları üzerinde Safavi Devleti kuruldu.

Safavi hükümdarı Şah İsmail, Anadolu ve çevresinde Şii birçok taraftar topladı.

Doğu Anadolu'da Şahkulu Baba Tekeli tarafından Şii kökenli bir ayaklanma çıkarıldı ve bastırıldı.

II. Bayezit'ın izlediği gevşek politika ve devlet işlerinden iyice elini çekmesi, Şehzade Selim'i kızdırdı.

Selim, 1512'de Osmanlı tahtına geçti.

 

 

I. Selim (Yavuz) Dönemi

 

Çaldıran Savaşı (1514)

 

 

Doğu Anadolu'ya sahip olmak isteyen Şah İsmail bölgedeki Şii Türkmen aşiretlerini Osmanlı'ya karşı ayaklandırıyordu.

Yavuz İran seferi öncesi Dulkadiroğlu Alaüddevle'den yardım istedi fakat isteği reddedildi.

1514'te Osmanlı orduları İran ordularını Çaldıran Savaşı'nda yendi.

 

UYARI : Yavuz Sultan Selim Trabzon sancağında valilik yaparken Şah İsmail'le savaşmış ve Şah İsmail'in savaş taktiğini öğrenmiştir. Bu savaş sırasında Osmanlılar hareketli topları kullanmışlardır. Bu durum, teknolojik ilerlemenin savaşların sonucunu nasıl etkilediğini göstermektedir.

 

Bu savaş Osmanlı Devleti'ne Doğu Anadolu'yu kazandırdı.

Şah İsmail kaçtığı için Safavi Devleti yıkılamadı.

Tebrize kadar olan bütün topraklar Osmanlı Devleti'nin eline geçti.

Şii sorunu geçici olarak çözümlendi ve Doğu Anadolu güvenlik altına alındı.

Safavi hazinesi Osmanlı hazinesine aktarıldı.

 

 

Turnadağ Savaşı (1515)

 

 

Yavuz'un Çaldıran Savaşı öncesi Dulkadiroğullarından istediği yardım reddedilmişti.

Yavuz, Çaldıran zaferinden sonra 1515 yılında Dulkadiroğulları'nı yendi ve bu beylik yıkıldı.

Turnadağ Savaşı sonunda Maraş, Mardin, Elbistan ve Diyarbakır Osmanlı topraklarına katıldı.

Anadolu'da siyasal birlik tamamlanmış oldu.

 

 

Mısır Seferi

 

Yavuz'un İran seferi sırasında Şah İsmail ile Memlüklüler Osmanlı'ya karşı bağlaşma yapmıştı.

Yavuz, 1516 yılında Mısır üzerine sefere çıktı. 1516 yılında Mercidabık Savaşı ile Memluk ordusu bozguna uğratıldı.

Mercidabık zaferi ile Osmanlı Devleti, Suriye ve Filistin'i ele geçirdi.

Yavuz Sultan Selim, 1517 yılında tekrar Mısır seferine devam etti.

 

 

Rıdaniye Savaşı ve Memlük Devleti'nin Yıkılışı

 

Kansu Gavri'nin yerine geçen Tomanbay Osmanlıları Mısır'dan atmak istiyordu.

1517 yılında yapılan Ridaniye Savaşı ile Mısır Ordusu bir kez daha yenildi.

Rıdaniye Savaşı sonunda Memlük Devleti yıkıldı ve Mısır Osmanlı hakimiyeti altına alındı.

 

Mısır Fethi'nin Sonuçları

 

1. Memlük Devleti yıkıldı.

2. Suriye, Filistin ve Mısır Osmanlı topraklarına katıldı.

3. Doğu Akdeniz Osmanlı hakimiyetine girdi.

4. Kutsal Topraklar (Mekke ve Medine) Osmanlı hakimiyetine girdi.

5. Kutsal emanetler ve Mekke ile Medine'nin anahtarları Yavuz'a yollandı.

6. Halifelik makamı Osmanlılara geçti.

 

UYARI : Halifelik böylece Kureyş kabilesinden çıkarak Osmanlı soyuna geçti. Ayrıca Osmanlı'nın teokratik yapısı tamamlandı.

 

7. Memlük hazinesi, İstanbul'a getirildi.

8. Kıbrıs adasını ellerinde bulunduran Venedikliler, Osmanlı'ya vergi ödemek zorunda kaldı.

9. Baharat yolu Osmanlıların eline geçti.

 

UYARI : Bu durum Osmanlılar için büyük bir ekonomik kazançtır. Ancak Portekizliler Ümit Burnu'ndan Hindistan'a ulaştığı için Osmanlılar buradan kazanç sağlayamadı.

 

 

I. Selim (Yavuz) Dönemi Genel Özelliği

 

Türk ve İslam alemini tek bir çatı altında toplamaya çalıştı.

Sadece doğu ülkelerine seferler düzenlendi.

Bunun nedeni; Yavuz'un Türk-İslam devletlerini tek çatı altında birleştirmek istemesi ve devlet bütünlüğünü sarsacak tehlikeyi Doğu'da görmesiydi.

 

 

I. Süleyman (Kanuni) Dönemi

 

İç ayaklanmalar

 

Kanuni Sultan Süleyman Dönemi'nde güçlü devlet otoritesi sayesinde saltanat kavgaları olmamış, ancak bir takım iç isyanlar çıkmıştı.

 

İlk isyanı 1520 yılında Şam valisi Camberd Gazali çıkarmıştı.

1524 yılında sadrazam olamdığı için ikinci vezir Ahmet Paşa isyan etti.

Bu sırada Yozgat civarında, vergi yüzünden Baba Zennun isimli bir şaki isyan etti.

1527 yılında da, Şiiliği yayma iddiasıyla Kalenderoğlu isyan etti.

 

 

Batıya Yapılan Seferler

 

Batı'da en zor rakip Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu idi.

Şarlken Avusturya ve Macaristan'ı da yanına çekti.

Fransa bu ittifaka karşı cephe aldı.

Kanuni, Şarlken'e karşı Fransa kralı I. Fransuva'yı destekledi.

Fransızlara kapitülasyonlar verildi.

 

 

Belgrat'ın Fethi (1522) ve Mohaç Meydan Savaşı (1526)

 

Macaristan'ın Balkan milletlerini Osmanlı'ya karşı kışkırtması ile 1521'de Macaristan'a sefer düzenlendi.

1521'de Osmanlı ordusu Belgrat şehrini ele geçirdi.

Kanuni, 1526 yılında Macaristan'a bir sefer daha düzenledi.

29 Ağustos 1526'da Mohaç Meydan Savaşı ile Macar Ordusu bozguna uğratıldı.

Osmanlı Ordusu Macaristan'ın başkenti Budin'i (Budapeşte) ele geçirdi.

Macaristan toprakları Osmanlı Devleti'ne katıldı.

 

UYARI : Bu durum Macaristan toprakları üzerinde emelleri olan Avusturya'yı rahatsız etmiş, böylece Osmanlı Avusturya savaşları başlamıştır.

 

 

I. Viyana Kuşatması (1529)

 

Osmanlı Devleti 1522'de Macaristan'ı fethetmişti.

Şarlken ve Avusturya Arşidük'ü Ferdinand, Macaristan'dan Türkleri atmak istiyordu.

1529 yılında Ferdinand Macaristan'a saldırdı, Macar kralı Yanoş'da Kanuni'den yardım istedi.

Osmanlı ordusu 1529 yılında tekrar Macaristan seferine çıktı.

Avusturya topraklarına giren Osmanlı ordusu başkent Viyana'yı kuşattı fakat kış nedeniyle kuşatma kaldırıldı.

 

 

Almanya Seferi (1533)

 

Avusturya Arşidük'ü Ferdinand, İstanbul'a elçi göndererek kendisinin Macaristan kralı olarak tanınmasını istedi.

İsteği reddedildi ve Ferdinand Budin'i işgal etti.

Kanuni, yeniden Macaristan seferine çıktı ve Almanya içlerine kadar ilerledi.

Karşısına çıkan kimse olmayınca İstanbul'a döndü.

Avusturya ile Osmanlı Devleti arasında İstanbul Antlaşması imzalandı.

 

 

Macaristan Seferi

 

1533 İstanbul Antlaşması'na rağmen 1540'ta Macar kralı Yanoş'un ölmesi üzerine Kral Ferdinand, Avusturya Macaristan topraklarında hak iddia ederek tekrar Budin'i işgal etti. Kanuni 1541 yılında Macaristan topraklarına yeniden girdi. Avusturyalıları Macaristan'dan attı.

Macaristan'ın Osmanlılar tarafından alınan bölgesi Budin Eyaleti adıyal Osmanlı topraklarına katıldı.

 

UYARI : I. Süleyman, Macaristan'ı ele geçirdiği zaman iç işlerinde serbest dış işlerinde Osmanlı'ya bağlı duruma getirmişti. Fakat bu durumda Macaristan üzerinde tam bir egemenlik sağlanamamış, Avusturya vakit kaybetmeden Macaristan topraklarını işgal etmişti. Bunun üzerine I. Süleyman Macaristan'ı Budin ve Temeşvar eyaleti bir de Erdel Beyliği olarak üçe ayırdı. Böylece Macaristan doğrudan merkeze bağlandı.

 

Kanuni, 1566'da Avusturya üzerine tekrar bir sefer düzenledi ve Zigetvar Kalesi'ni aldı.

 

UYARI : Zigetvar seferi Kanuni'nin son seferidir. Bu savaş esnasında ölmüştür. Askerlerin morali bozulmasın diye ölümü bir süre gizlenmiştir.

 

 

Kapitülasyonlar

 

Fransa'ya Kapitülasyonların Verilmesinin Siyasal Nedenleri

 

Kanuni'nin, Avrupa'da Şarlken'e karşı giriştiği mücadelede, Fransa'yı yanına çekmek istemesi.

Kanuni'nin Avrupa Hristiyan birliğini parçalamak istemesi.

Avrupa'da bir bağlaşık elde etmek isteği.

Fransa ile 1535 tarihinde bir antlaşma imzalandı.

 

 

İran Seferleri (1533-1555) ve Amasya Antlaşması

 

Nedenleri :

1. Kanuni'nin daha çok Batı'ya sefer yapıp, Doğu'yu ihmal etmesi.

2. İran'ın Şiilik propagandasına devam etmesi.

3. İran'ın Bağdat, Basra ve Basra Körfezi civarında yaşayan Sunni halka baskı yapması ve halkın Kanuni'den yardım istemesi.

Kanuni, 1533-1553 tarihleri arasında İran üzerine topam üç sefer düzenledi.

Bu seferlerde başarı sağlanamadı. Çünkü seferlerde İran şahı Osmanlı Padişahının karşısına çıkmadı.

1555 yılında İran ile Amasya Antlaşması imzalandı.

 

 

Amasya Antlaşması (1555)

 

Bu antlaşma ile Erivan, Tebriz, Bağdat ve Doğu Anadolu Osmanlılara bırakılmıştı. Amasya Antlaşması İran ile Osmanlı arasında imzalanan ilk resmi antlaşma oldu.

 

 

Deniz Seferleri

 

Rodos'un Fethi (1522)

 

Rodos Adası'nda St. Jean Şövalyeleri hüküm sürmekteydi.

Rodos adası, Papalığın Doğu Akdenizdeki ileri karakolu görevini yapmakta idi.

Şövalyeler Müslüman ticaret gemilerine saldırmakta ve Hristiyan korsan gemilerine yataklık yapmaktaydı.

Rodos Adası, 1522 yılında fethedildi.

 

 

Cezayir'in Alınması

 

Kanuni, Şarlken'i Akdeniz'de zor duruma düşürmek için Cezayir Beyi Barbaros'u İstanbul'a davet etti.

Barbaros, Kaptan-ı Derya olarak Osmanlı donanmasının başına getirildi.

Barbaros Hayrettin Paşa Cezayir'i Osmanlı Devleti'ne hediye etti ve Cezayir savaşsız Osmanlı himayesine geçmiş oldu.

Barbaros Cezayir'e beylerbeyi olarak atandı.

 

 

Preveze Deniz Savaşı

 

Avrupalılar Osmanlı'nın Akdeniz'deki üstünlüğüne son vermek amacıyla Papa'nın önderliğinde Haçlı donanması hazırladılar.

Haçlı donanması Andre Dorya komutasında, Osmanlı donanması ise Barboros Hayrettin Paşa komutasındaydı.

27 Eylül 1538 tarihinde meydana gelen Preveze Deniz Savaşı'nda Barbaros Haçlı donanmasını bozguna uğrattı.

Bu savaşla Akdeniz egemenliği tamamiyle Osmanlıların eline geçti.

 

 

Hint Seferleri

 

Portekizliler Ümit Burnu yolunu keşfederek Hint Okyanusu'na ulaşıp, bu bölgeyi ele geçirerek hem Hindistan'ı ekonomik açıdan kullanmak, hem de Hristiyanlığı yaymak istemişti.

Portekizliler aynı zamanda Müslüman ticaret gemilerine ve hacca giden Müslüman gemilerine zarar vermeye başlamıştı.

Hindistan'daki Gücerat Müslümanları Kanuni'den yardım istemişti.

Osmanlılar 1538-1553 yılları arasında Hindistan'a dört sefer düzenledi.

Osmanlılar Hindistan'a yaptıkları bu seferlerde başarı gösteremediler. Bunun nedenleri :

1. Osmanlıların bu seferlerde siyasi veya ekonomik amaç taşımamaları.

2. Dönemin devlet adamlarının Hindistan'ın ekonomik önemini kavrayamaması.

3. İç denizlere göre yapılmış Osmanlı gemilerinin, Okyanus'ta Portekiz Donanması ile başedememesiydi.

 

 

Sokullu Mehmet Paşa Dönemi

 

Sokullu Mehmet Paşa; Kanuni, II. Selim ve III. Murat dönemlerinde sadrazamlık yaptı.

Bu dönemde 1566'da Sakız Adası Cenevizliler'den alındı.

Yemen'in egemenliği sağlandı.

1571 yılında Venediklilerden Kıbrıs Adası alındı.

 

UYARI : Sokullu bu fethin arkasından kendisini ziyarete gelen bir Venedik elçisine şu sözleri söylemişti ;

"Ziyaretinizin sebebini anlıyorum, İnabahtı yenilgisinin üzerimizdeki etkisini anlamaya çalışıyorsunuz. Fakat unutmayın ki, biz sizden Kıbrıs'ı almakla kolunuzu kestik. Halbuki siz donanmamızı yakmakla bizim sakalımızı traş etmiş oldunuz. Kesilen kol yerine gelmez. Lakin traş edilen sakal eskisinden daha gür çıkar.

 

1571'de İnebahtı Savaşı'nda Haçlı donanmasına yenildi.

Tunus Osmanlı topraklarına katıldı.

Lehistan 1575'te Osmanlı himayesine girdi.

1577'de Fas Portekizlilerden alındı.

 

Sokullu Mehmet Paşa'nın Projeleri

 

Sokullu sadrazamlığı süresince Doğu Avrupa Türkleri ile Kafkasya bölgesini Osmanlı Devleti'ne bağlamak istedi.

Don ve Volga Irmaklarını bir kanalla birleştirerek, Karadeniz'den Hazar'a geçmeyi planladı.

1579 yılında Süveyş Kanalı'nı açmayı düşündü, böylece, Hindistan ve Endonezyadaki Müslümanlara yardım etmeyi planladı.

Sokullu 1579 yılında hançerlenerek öldürüldü, projeleri de uygulamaya konulamadan yarım kaldı.

 

 

Duraklama Dönemi

 

Duraklamanın Nedenleri

 

A. İç Nedenler :

 

1. Merkezi Yapıdaki Bozulmalar :

 

Padişahlık Makamının Bozulması

 

I. Ahmet ile birlikte şehzadelerin sancak eğitimi uygulaması kaldırıldı, şehzadeler sarayda kapalı bir hayat yaşamaya başladı.

 

Saraya kapanan şehzadelerin ruhsal yapılarında bozulmalar görüldü.

 

UYARI : III. Mehmet; son kez sancağa çıkan Osmanlı padişahıdır.

 

I. Ahmet Dönemiyle hanedanın en yaşlı üyesi tahta geçmeye başladı.

 

UYARI : I. Ahmet, sancağa çıkmadan tahta çıkan ilk padişahdır.

 

Sadrazamalık Makamının Bozulması

 

Sadrazam padişahtan sonra en etkili olan ikinci kişi idi.

Sadrazamlar, önceleri eğitim ve tecrübelerine göre seçilirken, daha sonraki dönemlerde rüşvet ve iltimas yolu ile göreve gelmişlerdi.

 

UYARI : Duraklama Dönemi'nde 61 sadrazam göreve gelmiştir.

 

Duraklama Dönemi'nde yeteneksiz kişiler sadrazamlık görevine getirildi.

Bu durum halkın devlete olan güvenini azalttı, isyanların çıkmasına neden oldu.

 

 

Saray Kadınlarının Yönetime Katılması

 

Kimi padişahların zamansız ölümü üzerine geride tahta geçecek çocuk yaşta kişiler kalıyordu.

Veraset sisteminden dolayı çocuk da olsa bu kişi tahta geçebiliyordu.

Bu çocuk hükümdarların tahta geçmesi ile anneleri devlet yönetiminde etkili olmaya başlıyordu.

Kadınların devlet işlerinde etkinliği Kanuni Dönemi'nde Hürrem Sultan ile başladı.

Valide Kösem Sultan ve Turhan Sultanla devam etti.

 

UYARI : Duraklama Dönemi'nde IV. Murat'ın annesi Kösem Sultan ile, IV. Mehmet'in annesi Turhan Sultan yönetimde oldukça etkili olmuşlardı.

 

Zamanla saray kadınları devlet adamlarının atanmasında da söz sahibi oldu.

Bu da bilgi ve beceriden yoksun kişilerin iş başına gelmesine neden oldu.

 

 

2. Orduda Meydana Gelen Bozulmalar :

 

Yeniçeri Teşkilatındaki Bozulmalar

 

Askeri kanun ve geleneklere saygı gösterilmemeye başlandı.

Yeniçerilerin ve Kapıkulu Ocağı'nın bozulması ile orduya olan güven kayboldu.

Kanun-i Kadim'e aykırı askere alım işlemleri yapılmaya başlandı.

 

UYARI : Yeniçeri Ocağı'na usülsüz asker kaydeden ilk padişah III. Murat'tır.

 

Devşirme sistemi bozuldu.

Yeniçeriler çeşitli nedenlerden dolayı sık sık ayaklanmaya başladı.

Merkeze her istediklerini yaptırabilen Yeniçeriler, bazan padişahları bile tahttan indirmişti.

 

 

Eyalet Ordusundaki Bozulmalar

 

XVII. yüzyılda Tımar dağıtımındaki adaletsizlik ve haksızlık Eyalet ordusunun itibarını zedeledi.

Dirlik araziler askerlikle ilgisi olmayan kişilere verilmeye başlandı.

 

UYARI : Yükselme Dönemi'nde Eyalet Ordusu Yeniçeri Ocağı'na karşı önemli bir denge unsuruydu. XVII. yüzyılda eyalet askerlerinin sayısının azalması ile, Yeniçeri Ocağı güç kazanmış ve devlet yönetiminde Ocağın etkinliği artırmıştır.

 

Bir kısım dirlik arazi de peşin vergi amacıyla iltizama çevrildi.

 

 

Donanmadaki Bozulmalar

 

Osmanlı donanması Kanuni Sultan Süleyman Dönemi'nde en üst düzeye ulaşmış, Barbaros Hayreddin Paşa'nın ölümüyle de giderek önemini kaybetmişti.

 

Denizcilikle ilgisi olmayan kişiler kaptan-ı deryalığa getirilmişti.

 

 

Ekonomideki Bozulmalar

 

Savaş ganimetlerinin azalması.

Uzun süren ve genelde yenilgiyle sonuçlanan savaşlar.

Eskisi gibi yabancı devletlerden vergi ve hediye alınamaması.

Artan saray masrafları ve devlet ihtişamına paralel olarak lüks ve israfın artması.

Sık sık padişah değişiklikleri yüzünden ödenen cülus bahşişleri.

Tımar sisteminin bozulması.

Kapıkulu askerlerinin sayısının artması.

 

 

Eğitimdeki Bozulmalar

 

Osmanlı Eğitim sistemi Avrupa'nın oldukça gerisinde kalmıştı.

Osmanlı Devleti'nde en önemli eğitim kurumu medreselerdi.

Medreselerin başında bulunan ulemalar gelişmeye ayak uyduramadı.

Medreselerde zamanla pozitif bilimler askıya alındı.

Medrese eğitimi yapmamış bir çok insana diploma ve ve rütbe verildi.

Yeni doğmuş çocuklara müderris ünvanı verilerek beşik uleması zümresi meydana geldi.

Ulemalar zamanla askerle birlike isyanlara katılıp saraya hücum etti.

 

 

Toplum Yapısındaki Bozulmalar

 

Siyasi, sosyal ve ekonomik yapının bozulması ile Anadolu'da Celali İsyanları çıktı.

Celali isyanları ile merkezi otorite tamamen sarsıldı.

İsyanların artması üzerine Anadolu'da yaşayan halk şehirlere göç etmeye başladı.

İsyanların bastırılmasında kullanılan yöntemler, halkla devletin arasının açılmasına neden oldu.

 

 

B. Dış Nedenler :

 

İmparatorluğun Doğal Sınırlarına Ulaşması

 

Osmanlı Devleti, XVI. yüzyılın sonunda yaklaşık 20 milyon kilometre kare sınır ve 100 milyon nüfus ile en geniş sınırlarına ulaşmıştı.

Üç kıtaya yayılan bu sınırların korunmasında zorluk çeken Osmanlı Devleti, bazen birçok cephede savaşıyor ve bu nedenle mevcut gücü bölünüyordu.

 

 

Avrupa'da Merkezi Krallıkların Kurulması

 

Osmanlı Devleti Kuruluş Dönemi'nde Batı'da çok rahat ilerledi, çünkü Avrupa'da derebeylik rejimi (küçük kırallıklar) hüküm sürmekteydi.

XV. yüzyıl ile birlikte Avrupa'da güçlü merkezi krallıklar kuruldu.

Avrupa, XV. ve XVI. yüzyıllarda Coğrafi Keşifler, Rönesans ve Reform ile önemli adımlar atmış, Osmanlı Devleti'nde ise aynı gelişmeler görülmemişti.

 

 

XVII. Yüzyıl Siyasi Tarihi

 

Osmanlı-İran Savaşları

 

III. Murat Dönemi (1577-1590)

 

III. Murat, 1579'da İran şahı Tahmasb'ın ölümü ile ortaya çıkan taht kavgalarından faydalanarak İran üzerine sefere çıktı.

Osmanlı Ordusu, Hazar Denizi'ne kadar ilerledi fakat, 1590'da İranlılar'ın barış İstemesi Üzerine Ferhat Paşa Antlaşması imzalandı.

 

Ferhat Paşa Antlaşması (1579)

 

Bu antlaşma ile Azerbeycan, Luristan, Gürcistan ve Dağıstan Osmanlılara bırakıldı. Osmanlı İmparatorluğu, bu antlaşma ile doğuda en geniş sınırlara ulaşmış oldu.

 

 

I. Ahmet Dönemi (1603-1611)

 

Nedeni : Osmanlı Devleti'nin Batı'da Avusturya ile savaşta bulunmasını ve Anadoludaki Celali İsyanlarını fırsat bilen İran'ın Ferhat Paşa Antlaşması ile Osmanlı Devleti'ne verilen yerleri geri almak istemesi.

Şah Abbas, 1603'te Tebriz ve Erivan'ı alarak Diyarbakır ve Musul'a kadar ilerledi.

1611 yılında Nasuh Paşa Antlaşması imzalanarak bu savaşa son verildi.

 

Nasuh Paşa Antlaşması (1611)

 

1. Bu antlaşma ile Osmanlı Devleti, Ferhat paşa Antlaşması ile aldığı toprakları geri verdi.

2. İran her sene Osmanlı Devleti'ne ikiyüz deve yükü ipek verecekti.

Bu antlaşma Osmanlı Devleti'nin elde ettiği toprakları geri verdiği ilk antlaşmadır.

 

 

I. Mustafa Dönemi (1617-1618)

 

Nedeni : İran'ın antlaşmalarda verdiği sözü tutmayıp Osmanlı Devleti'ne söz verdiği ekonomik yükümlülüğü yerine getirmemesi

1617-1618 tarihleri arasında devam eden bu savaşlarda önemli bri çatışma olmadı, 1618'de İran ile Serav Antlaşması imzalandı.

1618 yılında imzalanan Serav Antlaşması ile Nasuh Paşa Antlaşması'nın koşulları her iki ülke tarafından da yeniden kabul edildi.

 

 

IV. Murat Dönemi (1622-1639)

 

Nedeni : İran'ın hile ile Bağdat'ı işgal etmesi.

IV. Murat, İran'a iki sefer düzenledi. Bu seferler sonunda Revan ve Bağdat'ı tekrar ele geçirdi.

1639 yılında İran ile Kasr-ı Şirin Antlaşması imzalandı ve altmış yıldır süren İran savaşları sona erdi.

 

Kasr-ı Şirin Antlaşması (1639)

 

1. Azerbaycan ve Revan İran'a bırakıldı.

2. Bağdat Osmanlı Devleti'ne bırakıldı.

3. Zağros Dağları iki ülke arasında sınır oldu.

Bu antlaşma ile XVII. yüzyıl Osmanlı-İran savaşları sona erdi ve bugünkü Türkiye-İran sınırı büyük ölçüde çizildi.

 

 

Osmanlı-Lehistan Savaşları

 

Genç Osman Dönemi (1618-1622)

 

Nedeni : Lehistan'ın Boğdan'ın iç işlerine karışması.

Genç Osman 1618 yılında Lehistan seferine çıktı.

Leh ordusunu yendi ve Hotin Kalesi'ni kuşattı.

Bu sefer, yeniçerilerin gevşek davranması üzerine, 1620 yılında Hotin Antlaşması imzalanarak son buldu.

 

Hotin Antlaşması (1620)

 

1. Lehliler ve Osmanlılar birbirlerinin topraklarına saldırmayacaktır.

2. Lehistan, Kırım Hanı'na 40 bin düka altını vergi olarak ödemeye devam edecektir.

Hotin seferi'nde Yeniçerilerin yetersizliği anlaşılmış ve ilk defa Genç Osman, Yeniçeri Ocağı'nı kaldırmak istemişti.

 

 

IV. Mehmet Dönemi (1672-1676)

 

Nedeni : Lehistan'ın, Türk himayesinde bulunan Ukrayna Kazakları'nın iç işlerine karışması.

Osmanlı ordusu 1672'de Lehistan seferine çıktı. Lehliler birçok defa yenildi ve 1676'da Bucaş Antlaşması imzalandı.

 

Bucaş Antlaşması (1676)

 

a) Ukrayna Osmanlıların koruması altında kalacak.

b) Podolya Osmanlılara verilecek

c) Lehistan her sene vergi ödeyecek

Bucaş Antlaşması, Osmanlı İmparatorluğu'nun topraklarına toprak kattığı son antlaşmadır. Bu antlaşma ile Osmanlı İmaparatorluğu Batı'da en geniş sınırlarına ulaşmıştı.

 

Not : Lehistan Diyet Meclisi, Bucaş Antlaşması'nın vergiyle ilgili üçüncü maddesini kabul etmedi. Savaş yeniden başladı. Osmanlılar vergiyle ilgili maddeyi kaldırınca 1676 yılında Bucaş Antlaşması yenilendi.

 

 

Osmanlı-Venedik Savaşları (1645-1669)

 

Nedeni : Venediklilerin Osmanlı ticaret gemilerine saldırması ve Osmanlı Devleti'nin Girit Adası'nı almak istemesi.

1645'te Girit yüzünden Osmanlı-Venedik savaşları başladı.

25 yıl alınamayan Kandiye Kalesi'nin alınması ile Venedikliler barış isteğinde bulundu.

 

 

Osmanlı-Avusturya Savaşları (1593-1606)

 

Nedeni :

1. Avusturya ile Osmanlı arasındaki sınır mücadelesi

2. 1593 tarihinde Bosna Beylerbeyi Hasan Paşa'nın Avusturyalılar tarafından pusuya düşürülerek öldürülmesi

III. Murat Dönemi'nde Avusturya savaşları başladı.

1573 yılında Estergon ve Kanije kalelelerini Avusturya'ya kaptırdı.

III. Mehmet Dönemi'nde Avusturya'dan Eğri Kalesi alındı.

1596'da Haçova Savaşı ile Avusturya ordusu bozguna uğratıldı.

1596'da Estergon ve Kanije Kaleleri geri alındı.

İran sorunu ve Celali İsyanları yüzünden Osmanlı Devleti barış istedi ve 1606'da Zitvatorok Antlaşması imzalandı.

 

Zitvatorok Antlaşması (1606)

 

1. Eğri, Kanije ve Estergon Kaleleri Osmanlılarda kalacaktır.

2. Avusturya Kuzey Macaristan topraklarını elinde tuttuğu için her sene Osmanlılara ödediği vergiyi artık ödemeyecektir.

3. Avusturya bir defaya mahsus olmak üzere savaş tazminatı ödeyecektir.

4. Avusturya arşidükası protokol bakımından Osmanlı padişahına denk olacaktır.

Not : 1533 İstanbul Antlaşması'na göre Avusturya arşidükası Osmanlı sadrazamına denkti.

Zitvatorok Antlaşması ile Osmanlı İmparatorluğu Orta Avrupa'daki üstünlüğünü kaybetmiş, Avrupadaki devletlerle eşit seviyeye gelmişti.

 

 

Osmanlı-Avusturya Savaşları (1622-1664)

 

Avusturya'nın Erdel Beyliği iç işlerine karışması.

1662'de Avusturya seferine çıkan Osmanlı ordusu Uyvar, Zerinvar ve Novigrat kalelerini aldı.

Bu savaşlar 1664 yılında imzalanan Vasvar Antlaşması ile son buldu.

 

Vasvar Antlaşması (1664)

 

a) Uyvar ve Novigrat kaleleri Osmanlılara bırakılacak, Zerinvar Avusturya'da kalacaktır.

b) Erdel Osmanlı Devleti'nde kalacak, Osmanlı Devleti ve Avusturya, Erdel'den askerlerini çekecektir.

c) Avusturya, Osmanlıların Erdel Beyi adayını tanıyacaktır.

d) Avusturya savaş tazminatı ödeyecektir.

 

Bu antlaşmadan sonra Avrupalılar, Osmanlıların eski gücünü kazandığını zannederek büyük bir paniğe kapılmıştı.

 

 

II. Viyana Kuşatması (1683)

 

 

Nedenleri :

1. Koyu katolik olan Avusturya'nın, Protestan Macarlara baskı yapması,

2. Macarların Sadrazam Merzifonlu Kara Mustafa Paşa'dan yardım istemesi,

1682'de Osmanlı Devleti Avusturya'ya savaş ilan etti.

1683'te Avusturya üzerine sefere çıkıldı.

Merzifonlu Kara Mustafa Paşa, 1683'te Viyana'yı kuşattı.

Haçlı ordusunun yardıma gelmesi üzerine Osmanlı ordusu Viyana önlerinde bozguna uğradı.

 

Bozgunun nedenleri :

 

UYARI : II. Viyana bozgunu ile, Kosova Savaşı'ndan sonra Avrupa'da taarruza geçen Osmanlılar, artık savunmaya geçmiştir.

Osmanlıları Avrupa'dan atmak amacıyla "Kutsal İttifak" oluşturulmuştur.

 

1. Merzifonlu'nun deneyimli komutan ve devlet adamlarının sözünü dinlememesi

2. Merzifonlu'nun şehrin yağmalanmasına izin vermemesi,

3. Viyana'nın güçlü surlarla çevrili olması,

4. Kırım Hanı'nın zamanında yardım göndermemesi.

 

 

Kutsal Bağlaşma ve Savaşlar (1683-1699)

 

Nedeni : Osmanlı Devleti'nin Viyana önünde bozguna uğraması ve bu fırsattan yararlanmak isteyen Hristiyan Avrupa'nın Papa'nın önderliğinde kutsal ittifak kurarak, Türkleri Avrupa'dan atmak istemesi.

Avusturya, Macaristan ve Erdel'i alıp Bulgaristan'a girdi,

Osmanlı Devleti ile Haçlı ittifakı arasında 1683'te dört cephede savaş başladı.

Lehistan, Podolya ve Boğdan'ı, Venedik, Mora ve Dalmaçya'yı aldı.

1687 yılında II. Süleyman, 1695'de de II. Mustafa tahta geçti.

Yenilgilerin devam etmesi üzerine Osmanlı Devleti Karlofça Antlaşması'nı imzalayarak savaştan çekildi.

 

Karlofça Antlaşması (1699)

 

Avusturya, Lehistan, Venedik ve Osmanlı Devleti arasında imzalandı.

1. Temeşvar ve Banat Yaylası dışında kalan bütün Macaristan ve Erdel Avusturya'ya verildi.

2. Hırvatistan'ın bir bölümü Avusturya'ya verildi; Sava ırmağı sınır oldu.

3. Podolya ve Ukrayna Lehistan'a verildi.

4. Dalmaçya kıyıları ve Mora, Venedik'e verildi. Korint Osmanlılarda kaldı.

5. Antlaşmanın süresi 25 yıl olacak ve Avusturya'nın garantisinde bulunacaktı.

 

Not : Rusya, Karlofça Antlaşması imzalanırken iki yıllık bir ateşkes imzalamış ve barışa yanaşmamıştır. Amacı Kırım'a doğru ilerlemektir. Ancak, Avrupalı Devletlerin baskısıyla 1700'de antlaşma masasına oturmuştur.

Osmanlılar, Karlofça ve İstanbul Antlaşmaları'yla ilk defa toprak kaybına uğradı.

Bu antlaşmalar, Osmanlı İmparatorluğu'nun XVIII. yüzyıl genel politikasında belirleyici rol oynadı ve Osmanlı Devleti'nde Gerileme Dönemi Başladı.

 

Gerileme Dönemi

 

XVIII. Yüzyıl Başlarında Osmanlı Devleti

 

Osmanlı Devleti, 1699'da imzalanan Karlofça ve İstanbul Antlaşmaları ile kaybettiği toprakları geri alma siyaseti izledi.

 

UYARI : Osmanlı Devleti, Karlofça Antlaşması'ndan sonra sürekli toprak kaybetmesine rağmen uzun süre varlığını koruyabilmiştir. Bunun nedeni, Avrupa Devletleri arasındaki çıkar çatışmalarıdır.

 

Osmanlı Devleti bu dönemde başarılı olamadı, toprak kazanmak yerine, yeni toprak kayıpları yaşadı.

Osmanlı Devleti'nde "Gerileme Dönemi" 1792'de imzalanan Yaş Antlaşmasına kadar sürdü.

 

 

 

Edirne Olayı

 

II. Mustafa (1695-1703) Karlofça Antlaşması'ndan sonra Edirne'ye çekilip, devlet yönetimini FEyzullah Efendi'ye bırakıp, kendini av ve eğlenceye vermişti.

Bu durumdan memnun olmayan ve Edirne'nin başkent olacağı söylentilerine inanan bir grup İstanbul'da isyan etti.

Asiler 1703 yılında Edirne'ye yürüyüp Feyzullah Efendi'yi idam ettikten sonra, II. Mustafa'yı tahttan indirerek, yerine III. Ahmet'i tahta geçirdi.

 

 

 

XVIII. Yüzyıl Dış Siyasal Gelişmeleri

 

Prut Savaşı ve Prut Antlaşması (1711)

 

Nedenleri : I. Petro'ya Poltova Savaşı'nda yenilen XII. Şarl'ın Osmanlı Devleti'ne sığınması üzerine Rusların Osmanlı topraklarına saldırması.

 

1711' de Sadrazam Baltacı Mehmet Paşa Eflak'a girdi.

 

UYARI : Baltacı Mehmet Paşa'nın ileriyi göremeyen bir vezir olması ve çevresindekilerin paraya düşkün olması nedeniyle bu seferden istenilen sonuç alınamamıştır.

 

Baltacı Mehmet Paşa'nın Rus ordusunu sıkıştırdığı bir sırada Rusya'nın barış istemesi üzerine Prut Antlaşması imzalandı.

 

 

 

Osmanlı-Venedik, Avusturya Savaşları ve Pasarofça Antlaşması (1715-1718)

 

Nedenleri : Osmanlı Devleti'nin Karlofça Antlaşması ile kaybettiği Mora ve Dalmaçya kıyılarını tekrar ele geçirmek istemesi ve Venediklilerin Mora Rumlarına baskı yapması ile Mora Rumlarının Osmanlıdan yardım istemesi.

Osmanlı Devleti, 1751 yılında Mora'yı yeniden aldı.

Osmanlı Devleti'nin Korfu Adası'nı kuşatması üzerine Avusturya, Mora'nın tekrar Venediklilere verilmesini istedi.

Osmanlı Devleti, 1716'da Avusturya'ya savaş ilan etti.

Osmanlı ordusunun Petervaradin'de yenilmesi üzerine, Avusturyalılar Belgrat'ı ele geçirdi.

Osmanlı Devleti'nin barış istemesi üzerine 1718'de Pasarofça Antlaşması imzalandı.

 

 

 

Pasarofça Antlaşması (1718)

Osmanlı Devleti ile Avusturya arasında imzalanan bu antlaşma ile :

1. Yukarı Sırbistan, Belgrat, Sırmiyum, Batı Eflak ve Banat Yaylası (Temeşvar) Avusturya'ya bırakıldı.

2. Venedik'ten alınan Mora ve Grit Osmanlılarda kaldı.

3. Arnavutluk ve Dalmaçya kıyılarındaki bazı kaleler Venedik'e verildi.

 

Antlaşmanın Önemi :

 

1. Osmanlı Devleti, Batı'nın üstünlüğünü tamamen kabul etti ve toprak kurtaramayacağını anladı.

2. Osmanlılar, Ortodoksları koruma görevini son kez yerine getirdi.

3. İngiltere ve Hollanda'ya verilen ayrıcalıklar Kapitülasyona dönüştürüldü.

4. Pasarofça Antlaşması'nın yarattığı barış ortamında Lale Devri'ne girildi ve ilk defa Batı tipinde ıslahatlara gidildi.

 

 

 

Osmanlı-İran Savaşları (1722-1746)

 

Nedenleri : Safavi Devleti'nin Sunni Müslümanları Şiiliğe zorlaması üzerine Kafkasya ve Azerbaycan'da bulunan Sunnilerin isyan ederek Osmanlı Devleti'nden yardım istemesi.

Sunnilerle İran arasında çıkan savaşı fırsat bilen I. Petro Kafkasya'ya girip, Bakü taraflarını işgal etti.

Osmanlı Devleti, 1724'te Kafkasya'ya girdi.

Fransa'nın araya girmesi ile İstanbul Antlaşması imzalandı.

 

İran tahtına geçen Şah Tahmasb, Şahkulu'nunda desteğini alarak , tekrar Osmanlı üzerine yürüdü.

1730 yılında İstanbul'da Patrona Halil İsyanı çıktı.

İsyancılar III. Ahmet'i tahttan indirerek yerine I. Mahmut'u tahta geçirdi.

I. Mahmut Dönemi'nde İran ile 1732'de Ahmet Paşa Antlaşması imzalandı.

1639'da İran ile Kasr-ı Şirin Antlaşması imzalandı.

 

 

 

İstanbul Antlaşması (1724) :

 

1. Derbent, Bakü Kaleleri ve Dağıstan Rusya'ya bırakıldı.

2. Gence, Karabağ, Revan ve Tebriz Osmanlı Devleti'ne verildi.

İstanbul Antlaşması (1724) Osmanlılarla Ruslar arasındaki ilk dostluk antlaşmasıdır.

 

 

 

Patrona Halil İsyanı

 

Lale Devri'nde Avrupa tarzında yapılan ve Nevşehirli Damat İbrahim Paşa'nın kişiliği ile özdeşleştirilen ıslahatlar, ulemadan ve yeniçerilerden bir takım kişilerin çıkarlarına ters düşmüştü. Lale Devri ile birlikte artan Lüks yaşantı, fakir halkın tepkisine yol açmıştı.

O yıllarda İran ile yapılan savaşlar da devam etmekteydi.

Sadrazam Damat İbrahim Paşa'nın İran seferine gitmek istememesi, ona karşı olanlara bulunmaz bir fırsat vermiş, Bayezit Hamamı tellaklarından Patrona Halil ve Muslu Beşe ismindeki iki Arnavut önderliğinde bir grup 1730 yılında isyana başlamışlardı.

Vergilerden şikayet eden halk ve İran Seferi'ne katılmak istemeyen Yeniçeriler de isyana katılınca, isyan giderek büyümüş, saraya giden asiler, padişah III. Ahmet'ten Damat İbrahim Paşa'nın kafasını istemişlerdi. Kendilerine teslim edilen Nevşehirli Damat İbrahim Paşa'yı idam eden asiler, tekrar saraya yürüyerek, padişah III. Ahmet'i tahttan indirerek yerine I. Mahmut'u geçirdiler. Bu isyanla Lale Devri sona ermiş oldu.

 

 

 

Ahmet Paşa Antlaşması (1732)

 

İran ile Osmanlı Devleti arasında imzalanan bu antlaşma ile;

1. Gence, Tiflis ve Dağıstan Osmanlılarda kaldı.

2. Tebriz, Kirmanşah ve Hemedan Eyaletleri İran'a verildi.

 

 

 

Osmanlı-Rusya, Avusturya Savaşları ve Belgrat Antlaşmaları (1736-1739)

 

Nedenleri :

1. Rusya'nın İran savaşları sırasında Kırım Hanı'nın İran'a gidişini engellemesi

2. Rusya'nın Lehistan'ın iç işlerine karışması

3. Avusturya ile Rusya arasında bağlaşma yapılması

Osmanlı Devleti, 1736 yılında Rusya ve Avusturya ile savaşa girdi.

1739 yılında, Avusturya ile Belgrat Antlaşması imzalandı.

 

UYARI : Belgrat Antlaşmaları'ndan sonra Avusturya ve Rusya aralarındaki bağlaşmayı yenileyip, Osmanlı Devletine bildirdiler. Buna karşılık Osmanlı Devleti İsveç'te bir bağlaşma yaparak Avusturya ve Rusya'ya bildirdi. Böylece, Batı'da uzun süren barış dönemi başladı.

 

Rusya ile de Belgrat'ta ikinci bir antlaşma imzalandı.

 

 

 

Osmanlı-Rus Savaşı ve Küçük Kaynarca Antlaşması (1768-1774)

 

Nedenleri : Rusya'nın geleneksel Karadeniz'e inme, Boğazlardan geçerek sıcak denizlere açılma politikası.

Bu politikanın sonucu olarak Rusya, 1768 'de Lehistan'ın iç işlerine karıştı.

III. Mustafa, 1768'de Rusya'ya savaş ilan etti.

Osmanlı ordusu birçok cephede yenilgiye uğradı.

Rus donanması, 1770'te Çeşme'de Osmanlı donanmasını yaktı.

1774 yılında III. Mustafa'nın yerine I. Abdülhamit tahta geçti.

1774 yılında, Rusya ile Küçük Kaynarca Antlaşması imzalandı.

 

Küçük Kaynarca Antlaşması (1774)

 

Küçük Kaynarca Antlaşması, Osmanlı Devleti'nin o güne kadar imzaladığı en ağır koşullu antlaşmadır. Bu antlaşma ile Osmanlı Devleti'nin egemenlik hakları zedelenmiştir. Bu antlaşma ile Osmanlı Devleti'nin büyük devlet olma özelliği sona ermiş ayrıca Rusya, Akdenize inme politikasını gerçekleştirmiştir. Yine Rusya, ilk defa Osmanlıların iç işlerine karışma hakkını elde etmiş, Ortodoksları koruma görevi Rusya'ya geçmiştir.

 

 

 

Kırım Olayı

 

Ruslar, Küçük Kaynarca Antlaşması'ndan sonra, Kırım'ı kendilerine bağlamak istediler.

Ruslar 1778 yılında Kırım'a girerek, kendi yandaşı olan Şahin Giray'ı han seçtirdi.

Osmanlı Devleti bu hanlığı onaylamadı.

1779 tarihinde Fransa'nın devreye girmesi ile Rusya ile Aynalıkavak Tenkinamesi imzalandı.

 

UYARI : Böylece, Kırım Rusya'ya bağımlı hale getirildi. 1783'te Şahin Giray'la anlaşan II. Katerina, Kırım'ı Rus topraklarına kattı, Osmanlı Devleti bu olayı ancak protesto edebildi.

 

 

 

Osmanlı-Avusturya, Rusya Savaşları, Ziştovi ve Yaş Antlaşmaları (1787-1792)

 

Nedenleri : Rusya'nın, Aynalıkavak'a rağmen, Kırım'ın iç işlerine karışması ve 1783 yılında Kırım'ı işgal etmesi.

 

Osmanlı Devleti, Kırım'ın Rusya'ya bağlanmasını kabul etmedi ve 1787 yılında Rusya'ya savaş açtı.

Kısa bir süre sonra Avusturya ile de savaşa girildi.

1789'da Rusların Ozi Kalesi'ni alarak halkı kılıçtan geçirmesi üzerine I. Abdulhamit üzüntüden öldü.

1789 yılında III. Selim tahta geçti.

1789 yılında Fransız İhtilali oldu.

Osmanlı Devleti Avusturya ile Ziştovi Rusya ile de Yaş Antlaşmasını imzaladı.

 

 

 

Ziştovi Antlaşması (1791)

 

Avusturya ile Osmanlı Devleti arasında imzalandı.

1. Avusturya, savaşta aldığı toprakları Osmanlı Devleti'ne geri verecektir.

2. Orsova ve Unna Irmakları arasındaki topraklar Avusturya'ya bırakılacaktır.

 

 

 

Yaş Antlaşması (1792)

 

Rusya ile Osmanlı Devleti arasında imzalandı.

 

1. Kırım'ın Rusya'ya ait olduğu kabul edildi.

2. Dinyester Irmağı Rusya ve Osmanlı Devleti arasında sınır olarak kabul edildi.

3. Rusya, Boğazlar'dan geçip serbestçe ticaret yapabilecekti.

 

 

 

Osmanlı-Fransız İlişkileri

 

Fransa, Rusya'nın ve Avusturya'nın Osmanlı toprakları üzerinde yerleşmesini istemiyordu.

Lale Devri'nde Osmanlı-Fransız dostluğu iyice arttı.

I. Mahmut zamanında 1740 yılında imzalanan antlaşma ile Fransa'ya kapitülasyonlar verildi.

1789 İhtilali ile Fransa'da başa geçen Drektuvar hükümeti döneminde Osmanlı-Fransız ilişkileri bozuldu.

1789 yılında Napolyon Bonapart Mısır'ı işgal etti.

 

Fransa ile 1801 yılında El-Ariş Mukavelesi imzalandı.

 

UYARI : Osmanlı devlet adamları, XVIII. yüzyılın sonlarında var olan topraklarını korumak için denge siyaseti izlemeye başlamıştır. Denge siyaseti, Avrupalı devletler arasındaki çıkar çatışmalarından faydalanarak toprak bütünlüğünün korunmasıdır.

III. Selim Dönemi'nde ağırlık kazanmıştır. Öncelikle Akdenizdeki Osmanlı varlığını korumaya yönelik bir amaç izlenmiştir.

 

 

 

El-Ariş Mukavelesi (1801)

 

Fransa ile Osmanlı Devleti arasında imzalandı. Bu mukaveleye göre ;

1. Fransızlar Mısır'ı boşaltacaklar

2. İngilizler deniz yolu ile Fransız askerlerini ülkelerine götüreceklerdir

 

Dağılma Dönemi

 

Ulusçuluk Eylemleri

 

Sırp İsyanı (1804)

 

Nedenleri :

1. Osmanlı Devleti'nde merkezi otoritenin zayıflaması

2. Sırbistan'ı yöneten Yeniçeri kodamanlarının halka baskı yapması

3. Rusya ve Avusturya'nın kışkırtması.

4. 1789 Fransız İhtilali ile ortaya çıkan "ulusçuluk" akımlarının Sırplar arasında yayılması.

5. XVIII. yüzyılda Osmanlı-Avusturya, Rusya arasında çıkan savaşların Sırp topraklarında yapılması

Sırplar , 1804'te, Kara Yogi önderliğinde ayaklanma başlattı.

1812'de imzalanan Bükreş Antlaşması ile Sırplara ayrıcalık verildi.

Sırp ayaklanması, 1813'te Miloş Obronoviç önderliğinde yeniden başladı.

1829'da Edirne Antlaşması ile Özerk Sırbistan Prensliği kuruldu.

1878 Berlin Antlaşması ile Sırbistan bağımsızlığını elde etti.

 

UYARI : Sırp Ayaklanması, Fransız Devrimi'nin getirdiği ulusçuluk akımının Osmanlı Devleti'nde görülen ilk etkisidir.

 

 

1789 Fransız İhtilali

 

Yalnız Fransa'da değil bütün dünyada etkileri görülen Fransız İhtilali, dünya tarihinde yeni bir çağın başlangıcı olmuştur. Avrupa'da mutlakiyet idarelerinin yıkılışını başlatan bu olay, Fransa'nın XVIII. yüzyılın başlarından itibaren sürüklendiği ekonomik ve sosyal bunalımların doğal bir sonucu idi. 14 Temmuz 1789 tarihinde Fransız Kralı XVI. Lui'nin meclisi dağıtmak istemesi üzerien halk ayaklandı ve Bastille Hapisanesi'ni bastı. Mahkumlar serbest bırakıldı ve isyan giderek büyüyerek bütün Avrupa'ya yayıldı.

 

Bükreş Antlaşması (1812)

 

Osmanlı Devleti ile Rusya arasında 1812 tarihinde imzalandı.

Antlaşma maddeleri şu şekildeydi:

1. Eflak ve Boğdan Osmanlı Devleti'ne geri verilecek, ancak Osmanlı Devleti, Eflak ve Boğdan beylerini görevine iade edecektir.

2. Beserabya Rusya'ya verilecek, Prut ırmağı sınır olacaktır.

3. Osmanlı Devleti, Sırbistan'a ayrıcalık verecektir.

Bükreş Antlaşması ile Osmanlı Devleti ilk defa kendisine bağlı bir ulusa ayrıcalık verdi.

 

 

 

Edirne Antlaşması :

 

1. Yunanistan bağımsız olacaktır.

2. Eflak ve Boğdan özerkleştirilecektir.

3. Sırbistan Prensliği kurulacaktır.

4. Tuna Irmağının kenarındaki bazı kaleler Rusya'ya verilecektir.

5. Rus ticaret gemileri Boğazlar'dan serbestçe geçecektir.

6. Osmanlı Devleti, Rusya'ya savaş tazminatı ödeyecektir.

7. Doğu Anadolu'da bazı kaleler Rusya'ya bırakılacaktır.

 

Antlaşmanın Önemi :

1. Edirne Antlaşması, Osmanlı Devleti'nin Küçük Kaynarca Antlaşması'ndan sonra imzaladığı en ağır koşullu antlaşmalarından biridir.

2. İlk defa Osmanlı Devleti'ne bağlı bir ulus bağımsızlık kazanmıştır.

3. Rusya, Orta Avrupa ticaretini denetlemeye başlamıştır.

4. Bugünkü Romanya'nın temelleri atılmıştır.

5. Mısır Sorunu'nun başlamasına neden olmuştur.

Osmanlı Devleri, bu antlaşmadan sonra Rusya'ya karşı tek başına olamayacağını anladı ve kendi varlığını sürdürmenin Avrupa devletleri arasındaki denge politikasına bağlı olduğunu gördü.

 

 

 

Berlin Antlaşması (13 Temmuz 1878)

 

1. Sırbistan, Karadağ ve Romanya'ya bağımsızlık verilecektir.

2. Bulgaristan 3 Bölüme ayrılacak; Makedonya Osmanlı Devleti'ne verilecek, Doğu Trakya özerkleştirilecek, Bulgaristan Prensliği kurulacak. Böylece, Rusya'nın Balkanlar'da güçlenmesi ve Balkanlar üzerinden Akdeniz'e inmesi engellendi.

3. Kars, Ardahan ve Batum Rusya'ya verilecek, Doğu Bayezit Osmanlı Devleti'ne kalacaktır.

(Kars, Ardahan ve Batum Brest Litowsk Antlaşmasıile Osmanlı Devleti'ne geri verildi.)

4. Bosna Hersek, Osmanlı Devleti'ne bağlı olacak, Avusturya tarafından yönetilecektir. (1908'de Avusturya, Bosna Hersek'i işgal etti.)

5. Girit ve Ermenistan'da ıslahat yapılacaktır.

6. Teselya Yunanistan'a bırakılacaktır.

7. Osmanlı Devleti, Rusya'ya savaş tazminatı ödeyecektir.

 

Antlaşmanın önemi :

1. Osmanlılara bağlı pek çok ulus bağımsızlığını kazandı.

2. Osmanlılarda çoküş dönemi başladı.

3. Osmanlı Devleti'nin egemenlik hakları zedelendi.

4. Ermeni sorunu başladı.

5. Rusya'nın Balkanlar'da güçlenmesi ve Akdeniz'e inmesi engellendi.

6. İngiltere ve Fransa'nın Osmanlı Devleti'ni korumaktan vazgeçtiği anlaşıldı.

7. Osmanlı-Alman yakınlaşması başladı.

 

 

 

Yunan İsyanı (1820-1829)

 

Nedenleri :

1. Osmanlı Devleti'nde merkezi otoritenin zayıflaması

2. 1789 Fransız İhtilali ile ortaya çıkan "ulusçuluk" akımlarının Yunanlılar arasında yayılması.

3. Rönesans ve Hümanizm hareketleri ile Avrupa'da Yunan hayranlığının başlaması.

4. Rumlar'ın, gemicilik sayesinde Avrupa ile iyi ilişkilere girmesi

5. Rumlar'ın, bağımsızlık amacıyla Etnik-i Eterya Cemiyeti'ni kurması.

Rumlar 1820'de Eflak'ta isyan etti.

1821 yılında Mora Yarımadası'nda isyan çıktı.

Mora isyanı, Mehmet Ali Paşa'nın yardımı ile bastırıldı.

İngiltere, Fransa ve Rusya, Osmanlı Devleti'nin Yunanistan'a bağımsızlık vermesi için 1827'de Navarin'de Osmanlı donanmasını yaktı.

1829'da Edirne Antlaşması ile Yunanistan bağımsızlığını elde etti.

 

UYARI : Ulusçuluk akımının etkisiyle Osmanlılardan bağımsızlığını elde eden ilk ulus Yunanlılar (Rumlar) olmuştur.

 

 

 

Etnik-i Eterya Cemiyeti

 

Bu cemiyet 1814'te Odessa'da ikisi Rum, biri Bulgar üç kişi tarafından kurulmuştur. Cemiyetin asıl amacı eski Bizans İmparatorluğu'nu yeniden canlandırmaktı. İstanbul Patriği ile Rus Çarı'nın da desteklediği bu derneğin başında Rus Çarı'nın yaveri olan Aleksandr Ipsillanti bulunuyordu. Cemiyet kısa sürede güçlenmiş, Yunanistan ve İstanbul'da şubeler açmıştır.

 

 

 

Kavalalı Mehmet Ali Paşa

 

1769'da Kavala'da doğdu. 1799'da Fransızlar'ı Mısır'dan çıkarmak üzere gönderilen orduda bayraktar olarak görev aldı. Kısa sürede "başıbozuk alayı" komutanlığına atandı. Mısır'da çıkan Kölemen ayaklanmalarını bastırdı. 1805'te Mısır valiliğine atandı. Mısır'da Avrupalı uzmanların denetiminde kuvvetli bir ordu kurdu. Ayrıca Batı eğitim sistemine dayalı bir eğitim sistemi ve toprak reformunu gerçekleştirdi. Bu arada İstanbul ile iyi geçinmeye de dikkat etti. Hicaz'da çıkan Vahhabi İsyanı'nı bastırdı. 1820'de Sudan'ı ele geçirdi. 1824'te Mora ayaklanmasının bastırılmasında Osmanlı ordusuna çok yardımı oldu. Oğlu için istediği Suriye valiliği yerine Girit valiliği verilince devlete karşı ilk Müslüman isyanı başlattı. 1841'de Suriye elinden alındıysa da Mısır'da kendi hanedanını kurdu.

 

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
1. Mehmet Ali
(1805-48)
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
2. İbrahim
(1848)
 
4. Said
(1854-63)
 
Tusun
-
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
5. İsmail
(1863-79)
 
 
 
 
 
3. I. Abbas
(1863-79)
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
9. I. Fuad
(1917-36)
 
6. Tevfik
(1879-92)
 
8. Hüseyin Kâmil
(1914-17)
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
10. Faruk
(1936-52)
 
7. Abbas Hilmi
(1892-1914)
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
11. II. Fuad
(1952-53)
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 

 

Eflak-Boğdan, Sırbistan, Karadağ, Bosna-Hersek İsyanları (1875-1878)

 

Nedenleri :

1. 1789 Fransız İhtilali'nin getirdiği uluşçuluk akımı

2. Rusya'nın Panislavizm politikası.

İlk ayaklanma 1875 yılında Bosna ve Hersek'te meydana geldi.

Aynı yıl Bulgarlar da ayaklandı.

Kargaşadan yararlanan Sırplar ve Karadağlılar da Osmanlı Devleti'ne savaş ilan etti.

Avrupa devletleri Balkanlardaki barışı sağlama amacıyla İstanbul'da bir konferans düzenledi.

Osmanlı Devleti, Avrupa'nın iç işlerine karışmasını engellemek amacıyla 1876 yılında Kanun-ı Esasiyi ilan etti.

 

 

Osmanlı-Rus Savaşları

 

1807-1812 Osmanlı-Rus Savaşı ve Bükreş Antlaşması

 

Nedeni : 1804 Sırp isyanında Rusya'nın Sırpları kışkırtması ve çıkan isyanı desteklemesi.

 

Osmanlı Devleti, 1806 tarihinde Boğazlar'ı Rusya'ya karşı kapattı.

1806 tarihinde Rusya Eflak ve Boğdan'ı işgal etti.

1807 tarihinde de Osmanlı Devleti Rusya'ya savaş ilan etti.

Fransa'ya güvenerek bu savaşa giren Osmanlı Devleti, Fransa'nın iki yüzlü politikası sonucu 1812'de Bükreş Antlaşması'nı imzalayarak savaştan çekildi.

 

 

 

1827-1829 Osmanlı-Rus Savaşı ve Edirne Antlaşması

 

Savaşın Nedenleri :

 

1. Rusya'nın 1820 tarihindeki Yunan isyanını desteklemesi

2. 1827 yılında da Navarin'de Osmanlı ve Mısır donanmasını yakılması olayına katılması.

1827'de Rusya, Osmanlı Devleti'ne savaş ilan etti.

Osmanlı Devleti'nin savaşa hazır olmaması nedeniyle, Rusya, Batı'da Edirne'yi, Doğu'da da Erzurum'u ele geçirdi.

Osmanlı Devleti, 1829 tarihinde Edirne Antlaşması'nı imzalayarak savaştan çekildi.

 

 

 

Kırım Savaşı (1853) ve Paris Antlaşması

 

Savaşın Nedenleri :

1. Rusya'nın Akdeniz'e inme emelleri.

2. Rusya'nın, Eflak ve Boğdan'ı işgal edip, Sinop'ta Osmanlı donanmasını yakması.

1853 yılında İngiltere ve Fransa, Osmanlı Devleti ile ittifak yaparak Rusya'ya savaş ilan etti.

1856'da Kırım'ın Sivastopol ve Malakof şehirleri ele geçirildi.

1856 yılında Paris Antlaşması imzalandı.

 

 

Paris Antlaşması (1856)

Koşulları :

1. Osmanlı Devleti bir Avrupa devleti sayılacak, Avrupa Devletler Hukukundan yararlanacaktır. Osmanlı Devleti'nin toprak bütünlüğü Avrupa devletleri tarafından korunacaktır.

2. Karadeniz, tarafsız hale getirilecek, savaş gemisi bulunmayacak, yalnızca ticaret gemileri geçecektir.

3. Rusya ve Osmanlı Devleti, Karadeniz'de savaş gemisi bulundurmayacaktır.

4. Eflak ve Boğdan'a özerklik verilecek, Avrupa devletleri'nin garantisinde olacaktır.

5. Tuna ırmağında ticaret gemileri serbestçe dolaşacak ve Avrupa Devletleri tarafından denetlenecektir.

6. Boğazlar, 1841 Londra Senedi'ne göre düzenlenecektir.

7. Osmanlı Devleti'nde 1856 Islahat Fermanı izlenecek, ancak iç işlerine müdahale edilmeyecektir.

 

Antlaşmanın Önemi :

1. Osmanlıların XIX. yüzyılda kazanan devlet olarak imzaladıkları tek antlaşmadır.

2. Osmanlı Devleti'nin kendi toprak bütünlüğünü koruyamayacağı anlaşıldı.

3. Osmanlı Devleti, bir Avrupa devleti olmanın diyetini Islahat Fermanı ile ödedi.

4. Osmanlı Devleti, savaşı kazanan devlet olmasına rağmen yenik devlet durumuna düşürüldü.

5. Karadeniz tarafsız bir deniz haline getirildi.

6. Rusya'nın Akdeniz'e inmesini engelleyerek İngiltere ve Fransa Akdeniz'de güvenliklerini sağladı.

7. Rusya'nın Balkanlar'da egemenlik kurması engellendi.

8. Rusya, 1774'te imzalanan Küçük Kaynarca Antlaşması ile elde ettiği haklarını kaybetti, bundan sonra Pan-Slavizm politikasını ortaya attı.

 

 

 

1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı (93 Harbi) ve Ayastefanos Antlaşması

 

Nedenleri :

 

1. Paris Konferansı'nda çıkarları zedelenen Rusya'nın Pan-Slavizm politikasına ağırlık vermesi

2. Rusya'nın Balkan uluslarını Osmanlı'ya karşı ayaklanmaya kışkırtması

 

Osmanlı Devleti, 1876'da toplanan Berlin, İstanbul ve Londra konferanslarında alınan, kendi aleyhindeki kararları kabul etmedi.

Bunun üzerine 1877'de Rusya, Osmanlı Devleti'ne savaş ilan etti.

Ruslar, Doğu'da Kars, Ardahan, Batum ve Erzurum'u, Batı'da da Edirne'yi aldı.

Osmanlı Devleti bütün cephelerde yenilince, 1878'de Ayastefanos (Yeşilköy) Antlaşması imzalandı.

 

UYARI : Ayastefanos Antlaşması, İngiltere ve Avusturya karşı çıktığı için uygulanmadı. İngiltere, Rusya'nın Doğu Akdeniz'de; Avusturya da, Rusya'nın Balkanlar'da güçlenmesini istemediğinden, bu antlaşmaya karşı çıktı.

 

 

 

Ayastefanos Antlaşması (3 Mart 1878) :

 

1. Sırbistan, Karadağ ve Romanya'ya bağımsızlık verilecektir.

2. Büyük Bulgaristan Krallığı kurulacaktır.

3. Kars, Ardahan, Batum ve Doğu Bayezıt Rusya'ya bırakılacaktır.

4. Bosna ve Hersek özerkleştirilecektir.

5. Girit ve Ermenistan'da ıslahat yapılacaktır.

6. Teselya, Yunanistan'a bırakılacaktır.

7. Osmanlı Devleti, Rusya'ya savaş tazminatı ödeyecektir.

 

 

Mısır Sorunu

 

Mehmet Ali Paşa İsyanı

 

Kavalalı Mehmet Ali Paşa, Napolyon'un Mısır'ı işgali sırasında Kahire'ye geldi.

1804 yılında Mısır valiliğine getirildi.

Mısır'da birçok ıslahatlar yaptı.

1821'de Mora'da ortaya çıkan Rum isyanını bastırdı.

Mora valiliği isteği reddedilince, Suriye ve Çukurova'ya girerek Kütahya'ya kadar ilerledi.

Bunun üzerine II. Mahmut, Rusya'dan yardım istedi.

 

UYARI : Osmanlı Devleti, ilk defa kendi valisi ile savaştı. Mısır sorunu bir iç sorunken zamanla uluslar arası bir sorun haline geldi.

 

1833 yılında Rus donanması İstanbul'a geldi.

1833 yılında Kütahya Antlaşması imzalandı.

Osmanlı Devleti, 1833'de Rusya ile Hünkar İskelesi Antlaşması'nı imzaladı.

 

 

 

Kütahya Antlaşması (1833) :

Koşulları :

1. Mehmet Ali Paşa'ya Girit Valiliğine ek olarak Suriye Valiliği verilecektir.

2. Oğlu İbrahim Paşa'ya Cidde Valiliğine ek olarak Adana Valiliği verilecektir.

3. Mehmet Ali Paşa, Osmanlı Devleti'ne vergi ödeyecektir.

 

 

Hünkar İskelesi Antlaşması (1833)

 

Osmanlı Devleti ile Rusya arasında imzalandı.

 

Koşulları :

 

1. Osmanlı İmparatorluğu ve Rusya savaş durumunda birbirlerine yardım edecektir.

2. Osmanlı İmparatorluğu'na saldırı olursa, Rusya asker gönderecek, masrafaları Osmanlı Devleti tarafından karşılanacaktır.

3. Rusya'ya saldırı olursa Osmanlı Devleti Boğazları kapatacaktır.

4. Anlaşma sekiz yıl geçerli olacaktır.

 

Önemi :

 

1. Osmanlı Devleti ile Rusya arasında ittifak kuruldu.

2. Rusya, Karadeniz'de güvenliğini sağladı.

3. Osmanlı Devleti, Boğazlar'daki egemenlik haklarını kendi isteği doğrultusunda son kez kullandı.

4. Boğazlar sorunu başladı.

 

 

Nizip Savaşı (1839)

 

Kütahya Antlaşması, ne Osmanlı Devleti'ni, ne de Mehmet Ali Paşa'yı memnun etmişti.

1839 yılında Mehmet Ali Paşa, Osmanlı Devleti'ne ödemesi gereken vergiyi ödemedi.

Mehmet Ali Paşa, aynı yıl bağımsızlığını ilan etti.

1839 yılında Osmanlı ve Mısır orduları Nizip'te karşılaştı ve Osmanlı ordusu yenildi.

Avrupa ülkeleri, 1840 yılında, Londra'da bir konferans topladı.

Konferans'ta Osmanlı Devleti'nin Mehmet Ali paşa'ya karşı korunması kararı alındı.

1840 yılında Londra Antlaşması imzalandı.

 

 

Londra Antlaşması (1840)

 

1840 yılında Londra'da Osmanlı Devleti, İngiltere, Rusya, Avusturya ve Prusya delegeleri bir araya gelerek Mısır Sorununu halletmek üzere bir mukavele imzaladılar. Bu mukaveleye göre:

1. Mısır eyaleti hukuk bakımından Osmanlı Devleti'ne bağlı olmakla beraber, yönetim açısından Mehmet Ali Paşa'ya bırakıldı.

2. Mısır'ın Osmanlı Devleti'ne yılda 80 bin kese altın vermesi kararlaştırıldı.

3. Suriye, Adana ve Girit Osmanlı Devleti'ne geri verilecek.

 

 

Berlin Konferansı'ndan Sonra Osmanlı-Avrupa ve Osmanlı-Balkan İlişkileri

 

İngiltere'nin Kıbrıs'ı Alışı (1878)

 

Kıbrıs, 1570 yılında Sokullu devrinde Osmanlı topraklarına katıldı.

Ada, İngiltere tarafından 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sırasında, güya adayı Rus saldırılarına karşı korumak amacıyla, işgal edildi.

 

 

 

Tunus'un Fransızlar Tarafından İşgali (1881)

 

Fransızlar, 1830'da Cezayir'i işgal etti.

Fransızlar, Berlin Konferansı'nda Tunus'a yerleşme arzularını bildirdi.

Fransa, 1881 yılında Tunus'u işgal etti.

 

 

Mısır'ın İngilizler Tarafından İşgali (1882)

 

Mısır, 1517 yılında Yavuz Sultan Selim zamanında Osmanlı topraklarına katıldı.

1869'da Süveyş Kanalı'nın açılması ile Mısır'ın stratejik ve ekonomik önemi iyice arttı.

1881'de Fransızlar'ın Tunus'u işgali üzerine İngilizler harekete geçti.

İngitere 1882 yılında Mısır'da çıkan isyanı bahane ederek Mısır'ı işgal etti.

 

 

Girit Sorunu ve Osmanlı-Yunan Savaşı (1897)

 

1878 Berlin Antlaşması'nda Girit'e imtiyaz verilmesine rağmen, adada bulunan Rumlar ile İstanbul arasındaki anlaşmazlıklar devam etti. 1896 yılında Girit'de çıkan isyan sonunda, Yunanistan adaya asker çıkardı. Ertesi yıl Osmanlı-Yunan savaşı başladı.

1897 yılında Yunanistan ile bir antlaşma imzalandı.

Bu antlaşma ile; Girit'e muhtariyet verilemsi ve Yunanistan krallık soyundan bir prensin Girit'e vali olarak tayin edilmesi kararlaştırıldı. 1908'de Venizelos, Girit'i Yunan Krallığı adına yönettiğini ilan etti.

Balkan Savaşları sonunda Osmanlı Devleti, Girit'in Yunanistan'a ait olduğunu kabul etti.

 

 

Doğu Rumeli ve Bosna-Hersek

 

1878 Berlin Konferansı ile Bulgaristan üç kısıma ayrıldı.

1885 yılında Filibe'de, Doğu Rumeli'yi, Bulgaristan'a bağlamak amacıyla bir isyan çıktı.

1897'de Bulgaristan Prensi, Osmanlı Devleti tarafından, Doğu Rumeli Valisi olarak kabul edildi.

1908'de (II. Meşrutiyet'in ilan edildiği sırada) Bulgaristan bağımsızlığını ilan etti.

Aynı yıl Avusturya Bosna-Hersek'i topraklarına kattığını belirtti.

 

 
 
 
 
 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol