Tam örgütlü bir mehter takımında kös, davul, nakkare, halile, çevgan, nefir, boru gibi çalgılar yer alırdı. Bunların altı, yedi ya da dokuz olmasına göre, mehter takımı da "altı kat", "yedi kat", "dokuz kat" diye nitelenirdi. Mehterhane-i Hakani ya da Mehterhane-i Hümayun olarak anılan padişah mehteri, II.Mehmed (Fatih) döneminde dokuz kat olarak düzenlenmişti. Bu sayı savaş dönemlerinde iki katına çıkarılırdı.
Mehterin aynı makamda bir çok parçayı art arda çalıp söylemesine nevbet vurma denirdi. Önceleri günde beş kez her namazdan önce nevbet vuran Mehterhane-i Hakani, II. Mehmed döneminde yalnız ikindi namazlarından önce çalmaya başladı. Bunun dışında cüluslarda, kılıç alaylarında, zafer müjdesi geldiğinde, arife divanlarında, şehzade ve sultanların doğum ve sünnet düğünlerinde de çalardı. Barış zamanında özel yerinde çalan Mehterhane-i Hakani, seferde padişahın (o yoksaserdarın) çadırı önünde nevbet vururdu. XVII. yüzyılın sonunda ve XVIII. yüzyılda Topkapı Sarayı'nda Demirkapı denen yerde, ayrıca Eyüpsultan, Kasımpaşa, Galata, Tophane, Beşiktaş, Rumelihisarı, Yeniköy, Kavak, Beykoz, Anadoluhisarı, Üsküdar gibi semtlerde geceleri yatsı namazından sonra ve halkı sabah namazına kaldırmak için güneş doğmadan hemen önce nevbet vurulurdu.
Mehterhane müzikçileri, barış zamanında vurulan nevbetlerde çember biçiminde dizilirdi. Nakkareciler bağdaş kurarak oturur, öbür çalgıları çalanlar ayakta dururlardı. İçoğlan başçavuşu ya da onun yerine bir başkası "Vakt-i sürur ü safa mehterbaşı, hey hey" diye bağırarak nevbeti başlatırdı. Nevbet, gülbank denen dua ile bitirilir, sonra mehterler temenna ederek çekilirlerdi. Mehter bir yerden bir yere özel mehter yürüyüşü ile giderdi.
Mehterhanenin amiri, takımın en yüksek subayı ve zurnazenlerin başı olan mehterbaşı idi. Yardımcısı başmehter ağa, tablzenlerin başıydı. Bu ikisi ile zilzenbaşı, boruzenbaşı ve nakkarezenbaşının giysileri al renkli kaput ya da çuha binişle al renkli çuha çakşırdan oluşurdu. Bunlar ayaklarına sarı mest giyerler, başlarına da al destar sararlardı. Öbür müzikçler lacivert ya da siyah renkli çuha biniş ve al renkli çuha ya da bez çakşır, ayaklarına da al mest giyerler, başlarına yeşil destar sararlardı.
|